Derin Ven Trombozu Nedir?
Derin Ven Trombozu (DVT), vücudun derin damarlarında kanın pıhtılaşmasıyla meydana gelen bir durumdur. En sık bacaklarda görülse de, nadiren kollar veya diğer vücut bölgelerinde de ortaya çıkabilir. DVT, kan damarlarında meydana gelen pıhtılar nedeniyle kan akışını kısıtlayabilir ve ciddi sağlık problemlerine yol açabilir.
Uyguladığımız Tedavi Yöntemleri
Akut Derin Ven Trombozu Tedavisi: Günümüzde akut Derin Ven Trombozu tedavisi, önemli ölçüde ilerleme kaydetmiş ve basitleşmiştir. Geçmişte daha çok cerrahi müdahaleler gerçekleştirilirken, şimdilerde daha az invaziv yöntemler tercih edilmektedir.
Farmakomekanik Trombektomi: Bizim kliniğimizde akut DVT vakalarında özellikle tercih edilen tedavi yöntemidir. Bu yöntem, damar içerisindeki pıhtıları kapalı bir sistem aracılığıyla parçalayıp temizlemeyi amaçlar. Akut evrede, özellikle ilk 6, 12, 24 ve 72 saat içinde uygulandığında oldukça etkilidir. İlk 14 gün içerisinde yapıldığında en yüksek başarı oranlarına ulaşırken, bu süre zarfından sonra etkinlik giderek azalır. Ancak, 14 günden sonra bile, uygun hastalarda ve tecrübeli bir merkezde bu işlem başarıyla gerçekleştirilebilir.
Kronik Derin Ven Trombozu Tedavisi: Kronik DVT, genellikle 3 aydan daha uzun süredir devam eden durumlarda görülür ve tedavi daha zorlu bir klinik tablo sunar.
İlaçlı Balon Anjioplasti ve Venöz Stentleme: Kronik DVT'nin tedavisinde ilaçlı balon anjioplasti ve venöz stentleme yöntemleri sıklıkla kullanılır. Bu teknikler, damar içindeki daralmış veya tıkanmış bölgeleri genişleterek kan akışını iyileştirir.
Nasıl Oluşur?
Derin Ven Trombozu (DVT), kanın pıhtılaşması ve bu pıhtının damar içinde kan akışını engellemesi ile meydana gelir. Kan pıhtıları, genellikle vücuttaki büyük venlerde, özellikle bacakların derin damarlarında oluşur. Kan akımının yavaşladığı, kanın pıhtılaşma eğiliminin arttığı veya damar duvarlarının zarar gördüğü durumlarda DVT riski artar.
Kimlerde Görülür?
DVT, özellikle aşağıdaki durumlara sahip bireylerde daha sık görülür:
Yaş: DVT riski yaş ile birlikte artar, özellikle 50 yaş üstü bireylerde daha yaygındır.
Cerrahi Operasyonlar: Özellikle kalça veya diz operasyonları sonrası hareketsizlik dönemleri.
Uzun Süreli Hareketsizlik: Uzun süre oturma veya yatma durumları (örneğin, uzun uçuşlar veya yatak istirahati).
Sigara Kullanımı: Sigara, kan damarlarında zarara yol açarak pıhtılaşmayı tetikleyebilir.
Venöz Yetmezlik: Varis gibi kronik venöz yetmezlik durumları, kanın bacaklarda birikmesine ve pıhtılaşma riskinin artmasına neden olur.
Genetik Faktörler: Kalıtsal pıhtılaşma bozuklukları olan bireylerde, örneğin Faktör V Leiden mutasyonu taşıyanlar veya Protein S ve Protein C eksikliği olanlar.
Hormonal Değişiklikler: Doğum kontrol hapları kullanımı veya hormon replasman terapisi gibi hormonal değişiklikler DVT riskini artırabilir.
Belirli Hastalıklar ve Durumlar: Kanser, kalp hastalıkları, inflamatuar bağırsak hastalığı gibi durumlar veya Turner Sendromu gibi genetik sendromlar.
Sık Sorulan Sorular
Derin Ven Trombozu (DVT), genellikle belirli risk faktörlerine sahip kişilerde daha sık görülür. Yaşlı bireyler, özellikle 60 yaş üstü olanlar, uzun süre hareketsiz kalanlar (örneğin uzun uçuşlar veya yatak istirahati gerektiren hastalıklar sırasında), kalıtsal pıhtılaşma bozuklukları olanlar, kanser veya kalp yetmezliği gibi kronik hastalıklara sahip olanlar DVT riski altındadır. Ayrıca, hormon tedavisi gören kadınlar, doğum kontrol hapı kullananlar ve hamile kadınlar da DVT gelişimi açısından risk altındadır.
Derin Ven Trombozu (DVT) tanısı, genellikle klinik belirtiler ve bazı tıbbi testler yardımıyla konur. Doktor, hastanın şikayetlerini ve fizik muayene bulgularını değerlendirdikten sonra, D-dimer testi gibi kan testleri yapabilir. Yüksek D-dimer seviyeleri pıhtılaşma sürecinin aktif olduğunu gösterebilir. Kesin tanı için, en yaygın kullanılan yöntem ultrasonografidir. Ultrason, bacaklardaki damarları görüntüleyerek pıhtının varlığını doğrular. Bazı durumlarda, daha ileri görüntüleme teknikleri olan venografi veya MR anjiyografi gibi testler de kullanılabilir.
Derin Ven Trombozu (DVT), tedavi edilmezse ciddi komplikasyonlara yol açabilir. En önemli komplikasyonlardan biri pulmoner embolidir (PE). Bu durumda, pıhtı koparak akciğerlere gider ve burada damarları tıkayarak hayatı tehdit eden bir duruma yol açabilir. DVT’nin bir diğer uzun vadeli komplikasyonu post-trombotik sendromdur. Bu sendrom, pıhtının oluşturduğu damarlarda hasar nedeniyle bacakta sürekli ağrı, şişlik ve cilt değişiklikleri ile karakterizedir. DVT’nin erken teşhisi ve uygun tedavisi, bu komplikasyonların önlenmesi açısından hayati önem taşır.