O R H A N   R O D O P L U

Ani Atardamar Tıkanıklığı

  • Ana Sayfa
  • Atardamar Hastalıkları
  • Ani Atardamar Tıkanıklığı

Ani Atardamar Tıkanıklığı

Ani Atardamar Tıkanıklığı (akut arter tıkanıklığı olarak da bilinir), atar damarların ani olarak tıkanması sonucu uzvun veya organın kaybına yol açabilen acil bir damar hastalığıdır. Bu durum, bozuk kalp kapakçıkları üzerinde oluşan pıhtıların kopup belli bir bölgedeki damarı tıkamasıyla meydana gelir.


Tıkanan damarın olduğu bölgenin aşağısında dolaşım bozulur ve saatler içinde şiddetli ağrı, ayakta bacakta soğuma ve renk değişikliği (morarma) gibi belirtiler ortaya çıkar. Acil cerrahi müdahale gereklidir; ameliyatla damar içindeki pıhtı özel bir kateter yardımıyla temizlenir. Kronik damar tıkanıklıkları ise ateroskleroz (damar sertliği) nedeniyle oluşur. Yüksek kolesterol düzeyleri, hipertansiyon, diyabet, sigara kullanımı ve genetik faktörler bu hastalığın riskini artırır. İleri aşamalarda cerrahi tedavi gerekebilir, genellikle tıkalı damarın aşağısına yapay damar greftleri yerleştirilir.


Ani Atardamar Tıkanıklığı Nedir?

Ani Atardamar Tıkanıklığı, arterlerin aniden tıkanması sonucu uzuv veya organ kaybına yol açabilen acil bir damar hastalığıdır. Bu durumun en sık nedeni, ateroskleroz nedeniyle sıklıkla daralmış atardamarların ani tıkanması veya yine aterosklerozun neden olduğu kalp kaynaklı bir pıhtıdır. Akut damar tıkanıklığı, tıkanan damarın olduğu bölgenin aşağısında dolaşımın bozulduğu ve saatler içinde şiddetli ağrı, ayakta bacakta soğuma ve renk değişikliği (morarma) gibi belirtilerin ortaya çıktığı bir durumdur.


Bu acil durumda ilk 4-6 saat içinde cerrahi müdahale gereklidir. Ameliyatla damar içindeki pıhtı özel bir kateter yardımıyla temizlenir. Kronik damar tıkanıklıkları ise ateroskleroz nedeniyle oluşur. Yüksek serum kolesterol düzeyleri, hipertansiyon, diyabet, sigara kullanımı ve genetik faktörler bu hastalığın riskini artırır. İleri aşamalarda cerrahi tedavi gerekebilir; genellikle tıkalı damarın aşağısına yapay damar greftleri yerleştirilir.

Belirtiler ve Tanı Yöntemleri

Kalp ve damar hastalıkları, bir dizi laboratuvar testi ve görüntüleme yöntemiyle teşhis edilir. Bu yöntemler, hastanın şikayetleri, aile öyküsü, risk faktörleri ve fizik muayene bulgularıyla birlikte değerlendirilerek en doğru teşhis konur. Kalp damar hastalıklarında kullanılan tanı yöntemleri arasında şunlar yer alır:

Ekokardiyografi (EKO): Kalp yapısı, boşluk çapları, kalp adalesinin çalışma kapasitesi ve kalp kapaklarının işlevleri ses dalgası yöntemiyle canlı görüntüye çevrilen bu yöntemle incelenir. EKO, kalp damar hastalıklarının tetkikinde sık kullanılır ve hızlı sonuç verir.

Efor Testi:Kalp damarlarındaki yavaş oluşan ciddi darlıklarda, ileri tetkik gerekip gerekmediğini anlamak için kullanılır. Eforlu EKG veya stres ekokardiyografi şeklinde uygulanabilir.

Koroner Bilgisayarlı Tomografi (BT): Hastanın damar yolundan opak madde verilerek kalp damarlarının görüntülenmesini sağlar. Koroner arter hastalığının varlığı, yaygınlığı ve ciddiyeti hakkında bilgi verir.

Kardiyak Manyetik Rezonans (MR):Kalp zarı, odacıklar, kapaklar ve büyük atardamarların yapısını inceler. İşlem hızlı ve zararsızdır.

Miyokard Perfüzyon Sintigrafisi (Talyum Testi):Kalbi besleyen damarlarda tıkanıklık veya darlık olup olmadığını araştırmak için kullanılır. İstirahat ve efor sırasında kalp kasının beslenmesini inceler.


Risk Faktörleri ve Nedenleri

Kalp ve damar hastalıkları, dünya genelinde ve Türkiye’de yaşam kayıplarının en yaygın nedenidir. Bu hastalıkların gelişiminde birçok risk faktörü etkilidir. Sigara ve tütün kullanımı, fiziksel hareketsizlik, obezite, sağlıksız beslenme, diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol gibi faktörler bu hastalıkların oluşumunda rol oynar.

Ayrıca, ailede kalp damar hastalığı öyküsü de riski artırabilir. Ancak erken tanı ve tedaviyle bu hastalıkların önemli ölçüde azaltılması mümkündür. Sağlıklı yaşam tarzı benimsemek, gelecekte kalp problemlerinden kaçınmak için ilk adımdır. Sigara içmemek, düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek bu konuda önemlidir.


Tedavi Seçenekleri ve İlaçlar

Kalp damar hastalığı, kalp ve damar sisteminin sağlığını etkileyen önemli bir durumdur. Bu hastalığın tedavisi, hastanın klinik durumuna ve hastalığın ciddiyetine bağlı olarak farklı yöntemlerle uygulanır. İşte kalp damar hastalığının tedavi seçenekleri:

Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Kalp damar hastalığının gelişim riskini azaltmak için sağlıklı yaşam tarzı benimsemek önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, sigara içmemek ve stresten kaçınmak bu kapsamda yer alır.

İlaç Tedavisi: Hastalığın durumuna göre kan sulandırıcı, kolesterol düşürücü, tansiyon düşürücü, ritim düzenleyici, damar genişletici ve göğüs ağrısını giderici ilaçlar kullanılır.

Perkütan Koroner Girişim (Stent Uygulamaları): Kalp damarlarında daralma veya tıkanıklık varsa, stent adı verilen özel bir cihazın damara yerleştirilmesiyle kan akışı düzeltilir.

Açık Kalp Ameliyatı (Bypass Tedavisi): İleri durumlarda, kalp damarlarının tıkanıklığına bağlı olarak açık kalp ameliyatı gerekebilir. Bu ameliyatla tıkalı damarın yerine başka bir damar veya greft yerleştirilir.


Ameliyat ve Girişimsel Tedavi

Kalp ve Damar Cerrahisi (KVC), kalp ve dört büyük damara ve periferik damarlara yapılan ameliyatların genel adıdır. Bu alanda yetişkin kalp ve damar hastalıklarında açık cerrahi, kapalı, endovasküler yöntemlerin yanında minimal invaziv (küçük kesi ile) yöntemler ve robotik cerrahi uygulanmaktadır. Yüksek riskli hastalar da multidisipliner bir yaklaşımla, teknolojiyle dost ve kişiye özel yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Kalp ve damar cerrahisi, aşağıdaki hastalıklara bakar:

Kalp kapak hastalıkları

Koroner arter hastalığı

Toplardamar ve atardamar hastalıkları

Atar damar tıkanıklıkları

Şah damar tıkanıklıkları

Varis hastalıkları

Fistül ameliyatları

Tedavi seçenekleri arasında yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi, perkütan koroner girişim (stent uygulamaları) ve açık kalp ameliyatı (bypass tedavisi) yer almaktadır.


Rehabilitasyon ve Sonrası

Kardiyak Rehabilitasyon, kalp ve damar hastalığı olan kişilerin fiziksel, psikolojik ve fonksiyonel kapasiteye ulaştırmak amacıyla uygulanan işlemlerin tümüdür. Bu rehabilitasyon programları, kalp hastalarının yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Gelişmiş batı ülkelerinde yaygın olarak uygulanan bu yöntem, koroner arter hastalığı, miyokard infarktüsü, koroner arter by-pass cerrahisi sonrası, kalp yetmezliği, hipertansiyon, kalp pili sonrası, kalp kapak hastalıkları ve kalp nakli sonrası gibi birçok kardiyak durumda etkili olmuştur.

Kardiyak rehabilitasyonun amacı, hastaların işlerine ve sosyal hayatlarına geri dönebilmesi, fonksiyonel düzeylerinin geliştirilmesi, semptomatik iyileşmenin sağlanması, endişe ve depresyonun giderilmesi, sosyal hayata geri dönüşünün sağlanması ve yaşam süresinin uzatılmasıdır.


Önleme ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Kalp ve damar hastalıkları, dünya genelinde ve Türkiye’de yaşam kayıplarının en yaygın nedenidir. Bu hastalıkların gelişiminde birçok risk faktörü etkilidir. Sigara ve tütün kullanımı, fiziksel hareketsizlik, obezite, sağlıksız beslenme, diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol gibi faktörler bu hastalığın riskini artırır. İleri aşamalarda cerrahi tedavi gerekebilir; genellikle tıkalı damarın aşağısına yapay damar greftleri yerleştirilir. Sağlıklı yaşam tarzı benimsemek, gelecekte kalp problemlerinden kaçınmak için ilk adımdır. Sigara içmemek, düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek bu konuda önemlidir.


Ani Atardamar Tıkanıklığı ve Sigara İlişkisi

Ani Atardamar Tıkanıklığı, atardamarların ani olarak tıkanması sonucu uzvun veya organın kaybına yol açabilen acil bir damar hastalığıdır. Bu durum, genellikle damar kireçlenmesi ve sertleşmesi sonucunda kol ve bacaklara giden atardamarların bir veya daha fazla bölgede daralması ve/veya tıkanmasıyla ortaya çıkar. Sigara, atardamar tıkanıklığının başlıca risk faktörlerinden biridir ve kesinlikle kullanılmamalıdır.

Atardamar tıkanıklığının belirtileri, yürüyüş sırasında bacağa aniden saplanan şiddetli bir ağrıdır. Bu ağrı, daralmış veya tam tıkanmış damarlar nedeniyle artan kan ihtiyacını karşılayamadığında ortaya çıkar. Ağrı dinlenmekle geçer, ancak ilerledikçe yürüme mesafesi kısalır ve ağrı daha az mesafede belirmeye başlar. Erken tanı ve tedavi, atardamar tıkanıklığının ilerlemesini önleyebilir ve ağrısız bir hayatın kapılarını aralayabilir.

Sık Sorulan Sorular

Ani atardamar tıkanıklığı genellikle ani ve şiddetli ağrı, uyuşma veya zayıflık hissi gibi semptomlarla kendini gösterir. Etkilenen bölgeye bağlı olarak, kalp krizi benzeri göğüs ağrısı, felç belirtileri veya bölgesel doku hasarı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Hızlı tanı koymak için semptomların karakteristik özellikleri dikkate alınmalıdır; örneğin, bacaklarda ani şişlik veya morarma gibi belirtiler alt ekstremite atardamar tıkanıklığını gösterebilir.

Ani atardamar tıkanıklığına hızlı müdahale edilmezse, etkilenen bölgedeki doku hasarı artabilir ve kalıcı hasara veya doku kaybına neden olabilir. Özellikle felç gibi durumlarda, beyne giden kan akışının kesilmesi kalıcı beyin hasarına yol açabilir. Ayrıca, doku hasarı enfeksiyon riskini artırabilir ve uzun süreli rehabilitasyon süreçlerini gerektirebilir.

Ani atardamar tıkanıklığı riskini azaltmak için sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları benimsemek önemlidir. Bu alışkanlıklar arasında düzenli egzersiz yapmak, dengeli bir diyet sürdürmek, sigara içmemek ve yüksek tansiyon, diyabet gibi risk faktörlerini kontrol altında tutmak yer alır. Ayrıca, atardamar tıkanıklığına yatkınlığı olan kişiler, özellikle kalp hastalığı veya damar hastalığı öyküsü olanlar, düzenli olarak doktor kontrolü yapmalı ve gerekirse ilgili tıbbi testlerden geçmelidir.

shape
İLETİŞİM

Rahatsızlığınız var mı?
Bana Ulaşın

İLETİŞİM