Doğuştan Kalp Hastalıkları
Doğuştan kalp hastalığı, bebeklerin doğum anından itibaren sahip olduğu kalp problemlerini ifade eder. Bu hastalıklar, genellikle anne karnındaki gelişim sırasında oluşur ve bebeklerin kalp yapısını etkiler. Ülkemizde yılda yaklaşık 1.500.000 bebek doğduğu düşünüldüğünde, her yıl 12.000-15.000 bebek doğuştan kalp hastalığı ile dünyaya gelmektedir.
Anne, baba veya kardeşlerden birinde bu tür bir hastalık varsa, doğacak bebeğin kalp hastası olma riski artabilir. İki tür doğuştan kalp hastalığı vardır: Birinci türde bebeklerin akciğerleri çalışmaz ve oksijenli temiz kanı göbek bağındaki toplardamar vasıtasıyla anneden alır. Sağ ve sol kalp kulakçıkları duvarında ve damarlar arasında mevcut olan iki delikten de geçirerek dolaşımı sağlar
Doğuştan Kalp Hastalıklarının Nedenleri
Doğuştan gelen kalp hastalıkları, bebeklerin doğum anında veya doğum sonrası dönemde kalp yapılarında meydana gelen anormallikleri ifade eder. Bu tür anormallikler, kalbin odacıkları, kapakçıkları veya atardamarları gibi bileşenlerini etkileyebilir. Çocuğunuzda doğumsal kalp hastalıkları olması, kalbinde yapısal bir problemle birlikte doğduğu anlamına gelir. Bu hastalıklar bazen basit olabilir ve tedavi gerektirmezken, bazı durumlarda birkaç yıl içinde birkaç operasyon yapılması gerekebilir.
Doğuştan kalp hastalıklarının nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte genetik özellikler, hamilelik döneminde kullanılan bazı ilaçlar, geçirilen enfeksiyonlar, röntgen ışınlarına maruz kalınması, akraba evliliği, annenin diyabetik olması ile alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı gibi bazı durumlar bebeğin kalbinde anomali oluşumuna neden olabilir.
Doğumsal Kalp Hastalıkları: Türleri ve Belirtileri
Doğumsal kalp hastalıkları, bebeklerin doğum anında veya doğum sonrası dönemde kalp yapılarında meydana gelen anormallikleri ifade eder. Bu tür anormallikler, kalbin odacıkları, kapakçıkları veya atardamarları gibi bileşenlerini etkileyebilir. Çocuğunuzda doğumsal kalp hastalıkları olması, kalbinde yapısal bir problemle birlikte doğduğu anlamına gelir. Bu hastalıklar bazen basit olabilir ve tedavi gerektirmezken, bazı durumlarda birkaç yıl içinde birkaç operasyon yapılması gerekebilir.
Doğumsal kalp hastalıkları çeşitleri arasında şunlar yer alır:
Kalp Delikleri:Kalp boşlukları veya kalbi terk eden ana kan damarları arasında delik olabilir. Bu delikler oksijence zengin kanın oksijen seviyesi düşük olan kan ile karışmasına neden olur. Delikler büyük olup fazla miktarda kan karıştığında, çocuğun vücudunda dolaşacak olan kan taşıması gerektiği kadar oksijen taşıyamaz. Bu durum, çocuğun cildinin veya el tırnaklarının mavi renkte görünmesine yol açabilir. Örneğin, ventriküler septal defekt (VSD) kalbin alt yarısındaki sağ ve sol boşluklar arasındaki deliktir. Üst kalp boşlukları arasında kalpte delik olduğunda ise buna atrial septal defekt (ASD) denir.
Azalmış Kan Akımı:Bu tür doğumsal kalp hastalıkları nedeniyle kan damarları veya kalp kapakları daraldığında kalbin kanı pompalayabilmesi için daha fazla çalışması gerekir. Pulmoner stenoz ve aort stenozu bu kategoriye girer. Pulmoner arter ile sağ ventrikülden akciğerlere kan akımını sağlayan kapakta düzgün çalışmasını engelleyecek derecede ciddi bir darlık olduğunda pulmoner stenoz meydana gelir. Aort stenozunda ise sol ventrikülden aort ile vücuda kan gönderilmesini sağlayan kapak çok daralmıştır. Daralan kapaklar zamanla kalınlaşmaya ve kalpte büyümeye neden olabilir.
Atriyal Septal Defekt (ASD) Nedir?
Atriyal Septal Defekt (ASD), kalbin üst odacıkları (atriyum) arasındaki bir deliktir. Bu doğuştan gelen kalp kusuru, sağ atriyumdan sol atriyuma kanın sızmasına yol açar. Sol atriyumda bulunan temiz kanın bir miktarı, kirli kanın biriktiği sağ atriyuma geçer. Bu durum, sağ atriyumun genişlemesine neden olabilir. ASD, yenidoğanlarda sıkça görülür ve genellikle küçük çaplı rahatsızlıklar endişe yaratmazken büyük çaplı olanlar için cerrahi müdahale gerekebilir.
Venriküler Septal Defekt (VSD) ve Tedavisi
Ventriküler Septal Defekt (VSD), kalbin iki karıncığı (ventrikül) arasında bulunan bir deliktir. Bu doğuştan gelen kalp kusuru, bin canlı doğumun yaklaşık %8’inde görülen yaygın bir durumdur. Anne karnındaki bebeğin normal gelişiminde, kalbin hazneleri arasındaki duvar doğum gerçekleşmeden kapanır ve oksijence zengin kanın oksijence fakir kanla karışması engellenir. Ancak delik kapanmadığında kalpte daha yüksek basınca veya vücuda giden oksijenin azalmasına neden olabilir. Ventriküler Septal Defekt, diğer birçok doğuştan kalp hastalığına da sıklıkla eşlik eder.
Ventriküler Septal Defekt (VSD) tedavisi, deliğin büyüklüğü, yeri ve önem derecesine göre değişmekle birlikte genellikle yaklaşık 4 ay ve sonrasında yapılır ve delik kapatılır. Eğer çok düşük kilolu bir bebekse ve deliğin tam kapatılmasına engel olacak ek patolojiler varsa, pulmoner hipertansiyondan korunma amacıyla akciğer ana atar damarını daraltma (pulmoner bantlama) ilk tercih olarak düşünülebilir. İlaç tedavisi, Ventriküler Septal Defekt’e bağlı gelişen kalp yetmezliği durumlarında ve tedavi edilmeyen VSD’lerde ortaya çıkan pulmoner hipertansiyonda uygulanır.
Patent Ductus Arteriozus (PDA) Hakkında Bilgi
Patent Duktus Arteriosus (PDA), doğumdan sonra normalde kapanması gereken “ductus arteriosus” adı verilen damarsal yapının açık kalması durumudur. Bu durum, sol pulmoner arteri fetal kalpteki aorta bağlayan geçici bir kan damarının doğumdan sonra kapanamamasıyla oluşur. PDA’nın erken doğan bebeklerde bazı hastalarda ilaçla kendiliğinden kapanması sağlanabilir. Kendiliğinden kapanmayan PDA vakalarında tedavide birinci seçenek, kateter vasıtasıyla kasık damarlarından girilerek açıklığın “coil” veya “tıkaç” denilen aletlerle kapatılmasıdır. Açıklığı çok geniş olan hastalarda ise ameliyatla bağlanarak kan geçişi engellenir.
Fallot Tetralojisi (TOF): Belirtiler ve Tedavi
Fallot tetralojisi, kalbin dört temel yapısal anormalliğin bir kombinasyonu nedeniyle normal işlevini yerine getiremediği bir doğuştan gelen kalp hastalığıdır. Bu durum, bebeklerde ciltte mavi renk, nefes darlığı, kolay yorulma ve anormal kalp atışı gibi belirtilerle kendini gösterir. Fallot tetralojisinin kesin nedeni bilinmese de genetik ve çevresel faktörlerle ilişkilendirilir. Tanı genellikle bebeklik döneminde ultrason veya fizik muayene ile konur. Tedavi seçeneği cerrahidir ve ameliyatla düzeltilir.
Aort Stenozu (AS) ve Risk Faktörleri
Aort stenozu, aort kapaklarında oluşan darlıkları ifade eder. Bu durum, aort kapakçığının normal çapının bir santimetrenin altına düşmesiyle risk oluşturur. Aort stenozunun risk faktörleri arasında şunlar bulunur:
Yaşlılık: İlerleyen yaş, aort stenozu riskini artırabilir.
Doğuştan Kalp Kusurları: Biküspid aort kapağı gibi doğumda mevcut olan kalp rahatsızlıkları risk faktörüdür.
Kronik Böbrek Hastalığı: Böbrek hastalığı, aort stenozu riskini etkileyebilir.
Diyabet, Yüksek Kolesterol ve Yüksek Tansiyon: Bu kalp hastalığı risk faktörleri de aort stenozu riskini artırabilir.
Büyük Arter Transpozisyonu (TGA) Nedir?
Büyük Arter Transpozisyonu (TGA), doğuştan gelen bir kalp anomalisidir. Normalde oksijeni düşük olan kan, vücuttan kalbin sağ tarafına geri döner, buradan da oksijenin yeniden yüklendiği akciğerlere pompalanır ve akciğerden de kalbin sol tarafına döner. Kalbin sol tarafında da pompalanarak vücuda aort atardamarıyla gönderilir. Ancak TGA’da damarların yerleri tersdir: pulmoner arter sol ventrikülden, aort ise sağ ventrikülden çıkar. Bu nedenle oksijenden fakir kan vücuda gönderilir ve bebekte siyanoz meydana gelir. TGA, fetal yaşamın erken döneminde anormal gelişimden kaynaklanır ve genellikle ekokardiyografi ile tanı konur. Tedavisi acil ameliyat gerektirir.
Doğuştan Kalp Hastalığı ve Genetik İlişkisi
Doğuştan kalp hastalıkları, genetik ve çevresel faktörlerin birleşimi sonucunda ortaya çıkar. Bu hastalıkların nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bazı genetik faktörler ve kromozomal anormallikler bu duruma yol açabilir. Özellikle Down sendromu gibi genetik hastalıkların olduğu bebeklerde doğuştan kalp anomalileri riski artar. Ayrıca annenin bazı sağlık sorunları da bebekte kalp hastalığı görülme riskini artırabilir
Doğuştan Kalp Hastalıkları Ve Hamilelik
Doğuştan kalp hastalığı, kalpte doğum sırasında bulunan yapısal bir bozukluktur ve genellikle hamileliğin erken evrelerinde organların gelişmeye başladığı dönemde oluşur. Bu hastalıkların nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik faktörler ve çevresel etkenler rol oynar. Annede doğuştan kalp hastalığı varsa, bebekte hastalık görülme riski yüzde 10’lara kadar çıkabilir. Kardeşlerden birinde doğuştan kalp hastalığı varsa, diğer kardeşlerde görülme riski 3-4 kat artar. Hamilelik sırasında yapılan tetkiklerle bebekte doğuştan kalp hastalığı veya ritim bozukluğu olup olmadığı anlaşılabilir.
Sık Sorulan Sorular
Doğuştan kalp hastalıklarının tedavisi, hastalığın tipi ve ciddiyeti bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahaleler, kateterizasyon işlemleri, tedavi tedavisi ve yaşam tarzında bozulmalar bulunmaktadır. Cerrahi müdahaleler genellikle kalp yapısındaki kusurların bozulması için kullanılırken, polimerizasyon işlemleri daha az invaziv ve belirleyici problemlerin çözülmesi için kullanılabilir. İlaç tedavisi, kalp fonksiyonlarını düzenlemeye ve hafifletmeye yardımcı olabilir. Ayrıca sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve düzenli tıbbi kontroller, parçaların önemli bir parçasıdır.
Doğuştan kalp hastalıklarının uzun vadeli sonuçlarının türüne, ciddiyetine ve tedavisine verilen yanıtlara bağlı olarak değişiklik gösterir. Bazı hastalar tamamen iyileşebilir ve normal bir yaşam sürdürülürken, diğerleri düzenli takip ve tedavi gerektirebilir. Uzun süreli etkiler arasında kalp ritmi bozuklukları, kalp yetmezliği, pulmoner hipertansiyon ve diğer tutucular bulunabilir. Bu hastalık, hastaların yaşamsal yapıları ve işlevselliklerini sürdürebilir, bu nedenle düzenli tıbbi kontroller ve iyileşmelerin uyumu önemlidir.
Doğuştan kalp hastalıklarının tamamen önlenmesi mümkün olmasa da, bazı risklerin göz ardı edilmesi mümkündür. Hamilelik sırasında annenin sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi, folik asit gibi gerekli vitaminlerin alınması ve zararlı maddelerden (alkol, tütün, tüketimi) kaçınılması önemlidir. Doğum öncesi bakım ve düzenli doktor kontrolleri, erken teşhis ve müdahale için kritik öneme sahiptir. Ayrıca ailede kalp hastalığı öyküsü olanların genetik tedavi alması, risklerin değerlendirilmesi ve yönetimi açısından faydalı olabilir.