Diyabetik Ayak Nedir?
Diyabetik ayak, özellikle uzun süreli yüksek kan şekeri seviyelerine maruz kalan diyabet hastalarında görülen bir komplikasyondur. Bu durum, ayaklarda ciddi enfeksiyonlar, ülserler ve hatta dokuların ölümüne yol açabilir. Diyabetik ayak sorunu, iki ana faktörden kaynaklanır: diyabetik nöropati ve periferik damar hastalığı.
Diyabetik Nöropati: Diyabetin sinir hasarı yaratması sonucu ayaklarda his kaybı meydana gelir. Hastalar, ayaklarında oluşan yaraları veya batmaları hissetmeyebilir, bu da enfeksiyon riskini artırır.
Periferik Damar Hastalığı: Diyabet, ayaklara kan taşıyan damarların daralmasına ve tıkanmasına neden olabilir, bu da kan dolaşımını azaltır ve yaraların iyileşmesini zorlaştırır. Yetersiz kan akışı, dokuların oksijen ve besin maddelerine erişimini kısıtlar, bu da enfeksiyonların kötüleşmesine ve dokuların ölmesine (nekroz) yol açabilir.
Diyabetik ayak tedavisi, kan şekerini kontrol altında tutmayı, enfeksiyonları yönetmeyi ve uygun ayak bakımını içerir. Hasta eğitimi, düzenli ayak muayeneleri ve uygun ayakkabıların kullanımı da bu komplikasyonun yönetiminde önemli rol oynar.
Uyguladığımız Tedavi Yöntemleri
Diyabetik ayak yaralarının tedavisinde, özellikle diyabetik damar tıkanıklıklarına yönelik olarak tercih ettiğimiz yöntemler arasında, ana damarların tıkanıklığı saptandığında uygulanan robotik damar açma ve temizleme sistemleri öne çıkmaktadır. Bu sistemler, damar içerisindeki yağlanma (ateroskleroz), damar sertliği, kireçlenme ve hem kronik hem de akut fazdaki pıhtılaşmaları (tromboz) mekanik bir şekilde temizlemektedir.
Diyabetik hastaların damar sağlığı, balon angioplasti gibi geleneksel damar açma yöntemleriyle sıklıkla kısa süre içinde tekrar daralmalara ve tıkanmalara meyilli olduğundan, bu hastalarda stent yerleştirilmesi genellikle tercih edilmemektedir. Damar içerisindeki yağlanma, kireçlenme ve pıhtılaşma gibi sürekli sağlık sorunları nedeniyle stentlerin tıkanma riski yüksektir. Özellikle şeker hastalarında, diz altı ince damarların tıkanıklıkları daha sık görüldüğü için, mevcut stentlerin bu dar damarlara uymaması ve üretiminin zor olması da bu tercihin bir diğer nedenidir.
Bu bağlamda, hastalığın ve tıkanıklığın niteliğine bağlı olarak, damarların içerisini mekanik olarak temizleyip açan yöntemler, diyabetik damar hastalığı yönetiminde öncelikli tercihimizdir. Bu yaklaşım, hastalarımıza daha uzun süreli ve etkili çözümler sunmayı amaçlamaktadır.
Diyabetin en kritik komplikasyonlarından biri, diyabetik mikroanjiyopati olarak adlandırılan ve ayak parmakları ile tırnaklarında görülen kılcal damar tıkanıklıklarıdır. Ayrıca, diyabetik nöropati olarak bilinen sinir uçlarının iltihaplanması ve hasar görmesi gibi sorunlar, genellikle hastalığın ilerleyişinde ilk belirtiler arasındadır. Bu durumlar zamanla mikroanjiyopatik kılcal damar tıkanıklıkları ile birleşerek hastalığın şiddetini artırır ve kısa sürede yara oluşumuna yol açabilir. Kontrol altına alınamayan yaralar hızla ilerleyerek kangren ve sonrasında bacak, ayak veya parmakların amputasyonuna kadar gidebilir. Bu tür ciddi sonuçlar, özellikle yüksek şeker seviyelerine sahip hastalarda daha sık görülmektedir.
Ana damarların açılmasının yanı sıra, mikroanjiyopati ve nöropatinin tedavisinde günümüzde 'Sparkway' olarak adlandırılan, vücuda uyumlu doğal enerji sistemleriyle çalışan, hücresel ve dokusal yenilenme mekanizmalarını uyaran cihazları tercih etmekteyiz. Bu teknoloji, Amerika Birleşik Devletleri'nde geliştirilen, direkt kök hücre aktivasyonunu sağlayan cihazlarla hastalığın ilerlemesini önlemeyi ve hasarlı dokuların iyileşmesini hızlandırmayı amaçlamaktadır.
Vücuda uyumlu doğal enerji sistemleri, yan etkisiz bir tedavi yöntemi olarak ön plana çıkmaktadır. Bu sistemler, akıllı elektrotlar ve yapay zeka ile entegre edilmiş derin penetrasyon etkinliği sayesinde, kemik iliğine kadar nüfuz ederek, anne karnındaki gibi, kök hücrelerimizin mucizevi iyileştirme süreçlerini aktive eder. Kök hücrelerin aktivasyonu ile hücresel ve dokusal yenilenme mekanizmaları devreye girer. Bu durum, yeni kılcal damarların oluşumunu başlatan anjiyogenez sürecini tetikler ve aynı zamanda insan büyüme hormonlarının salgılanmasını sağlar. Yüzlerce farklı insan büyüme hormonunun üretilebildiği gözlemlenmektedir.
Bu teknoloji, ayrıca BMP 2 adını verdiğimiz ve sinir hücrelerinin yeniden üretimini destekleyen hormonların salgılanmasına olanak tanır. Miyelin kılıf hasarlarının azaltılmasına ve erken aşamalarda tamirine katkıda bulunur, böylece diyabetik nöropatinin ana sorunlarından olan sinir iletiş hızındaki düşüşlerin önüne geçer.
Diyabetik mikroanjiyopati ve nöropatinin tedavisi, yara yönetimi ve iyileşmesinde kritik bir rol oynar. Yaranın hızlı iyileşmesi, enfeksiyonların kontrol altına alınması ve dokuların bütünlüğünün sağlanması, özellikle ana damarların açılmasının ardından bile önemlidir. Eğer yara iyileşmesi yavaşlar veya enfeksiyon kontrol altına alınamazsa, amputasyon riski devam eder. Bu yüzden, Sparkway teknolojisi, enfeksiyonları hızla kontrol altına almak ve yaraları hızla yeniden düzenlemek için oldukça değerli bir yöntemdir. Bu teknolojinin antibakteriyel özellikleri de, yaraların hızlı kapanmasını ve enfeksiyon riskinin minimize edilmesini sağlar.
Dolaşım yenileme aktivasyon sistemleri ve vücuda uyumlu doğal bypass mekanizmaları gibi teknolojiler, diyabet hastalarının tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu cihazlar, yaraların iyileşmesi ve dolaşım sorunlarının çözümüne katkı sağlamanın yanı sıra, kalp, akciğer ve böbrek gibi hayati organların fonksiyonlarını destekleyerek genel sağlık durumunun iyileştirilmesine yardımcı olur.
Günümüzde kullanılan tarama testleri, hastalık teşhisinde kritik öneme sahiptir. Arteryal Doppler ve Venöz Doppler gibi yöntemler, atardamarlar ve toplardamarlar üzerinde detaylı incelemeler yapılmasını sağlar; MR çekimleri ise kemik yapılarını ve kemik iliğini gözler önüne serer. Kalp sağlığı açısından ise, Eko Kardiyografi, Efor Testi ve Miyokardiyal Perfüzyon Sintigrafisi gibi testler önem taşır. Günümüzde yapay zeka teknolojisi, bu tarama testlerine entegre edilerek, damar tıkanıklıkları, daralmalar ve kalp krizi riski gibi konularda detaylı bilgiler sunmaktadır. Yapay zeka ayrıca, kalp kapakları ve kalp duvarlarının durumunu analiz ederek, üretim problemleri gibi potansiyel sorunları da tespit edebilmektedir.
Diyabet hastalarında, şah damarlarının kontrolü özellikle önemlidir çünkü bu damardaki daralmalar, hafif olsalar bile, serebrovasküler ataklar ve kalıcı felçler gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden, bu damarların yapısındaki bozuklukların erken teşhisi, felç ve beyin fonksiyonları üzerindeki kalıcı hasar riskini azaltabilir.
Sık Sorulan Sorular
Diyabetik ayak yaraları, her yedi diyabet hastasından birinin yaşamının bir döneminde karşılaşabileceği ciddi bir sorundur. Bu risk özellikle kan şekeri yüksek seyredenler, ayaklarında daha önce yara açılmış olanlar, his kaybı yaşayanlar, böbrek hasarı gelişenler, görme bozukluğu veya kaybı olanlar, damar tıkanıklığı bulunanlar, ayak bileği hareketliliği azalanlar, ayak şekil bozukluğu veya kuruluk-çatlakları olanlar, yetersiz ayak bakımı yapanlar, sigara kullananlar, obez kişiler, 65 yaş ve üzerindekiler, mantar enfeksiyonu olanlar ve yanlış ayakkabı kullanan ya da çıplak ayakla dolaşan kişilerde daha yüksektir. Bu nedenle, risk taşıyan diyabet hastalarının düzenli ayak bakımı yapmaları, uygun ayakkabılar giymeleri ve doktor kontrollerine gitmeleri hayati önem taşır.
Diyabet hastalarının ayakları genellikle kuru olur, bu da topuk çatlaklarına ve enfeksiyonlara yol açabilir. Ayaklar günlük olarak ılık su ve sabunla yıkanmalı, iyice kurulanmalı ve nemlendirici kremlerle çatlaklar önlenmelidir, ancak parmak aralarına krem uygulanmamalıdır çünkü bu bölgelerde mantar enfeksiyonu gelişebilir. Tırnaklar et hizasında ve düz kesilmeli, tırnak batmasına yol açacak şekilde kenarları kesilmemelidir. Dikişsiz yün veya pamuklu çoraplar tercih edilmeli, her gün değiştirilmelidir. Ayakkabı seçiminde sivri burunlu, yüksek topuklu ayakkabılardan kaçınılmalı, yumuşak deri veya bez ayakkabılar tercih edilmelidir. Düzenli ayak bakımı için podoloji merkezleri ziyaret edilmelidir.
Diyabetik ayak yaralarını önlemek için günlük ayak bakımı yapılmalıdır; ayaklar ılık su ve sabunla yıkanmalı, iyice kurulanmalı ve parmak aralarına gelmeyecek şekilde nemlendirici krem uygulanmalıdır. Tırnaklar düz kesilmeli, dikişsiz yün veya pamuklu çoraplar giyilmeli ve her gün değiştirilmelidir. Yumuşak deri veya bez ayakkabılar tercih edilmeli, sivri burunlu ve yüksek topuklu ayakkabılardan kaçınılmalıdır. Yara oluşmuşsa, hemen bir sağlık profesyoneline başvurulmalı; yara temizliği, antibiyotik kullanımı ve gerekirse cerrahi müdahale yapılmalıdır. Düzenli doktor kontrolleri ve podoloji merkezlerinde ayak bakımı, yara oluşumunun önlenmesine ve mevcut yaraların iyileşmesine katkı sağlar.