O R H A N   R O D O P L U

Pıhtı Tedavisi

  • Ana Sayfa
  • Atardamar Hastalıkları
  • Pıhtı Tedavisi

Pıhtı Tedavisi

Pıhtı tedavisi, derin ven trombozu (toplardamar içinde pıhtı) veya akciğer pıhtısı gibi durumları ele alır. Klasik tedavi, pıhtıyı eritmek yerine büyümesini engellemeyi ve tekrar pıhtı oluşumunu önlemeyi amaçlar. Bu tedavide, heparin ve Coumadin (Warfarin) gibi antikoagülan ilaçlar kullanılır. Ancak bu yöntem pıhtıyı tamamen ortadan kaldırmaz ve bazı hastalarda damar açılabilir. Özellikle genç, aktif ve risk altındaki hastalarda pıhtının eritilmesi önemlidir.

Akciğer damarlarına ulaşan bir pıhtı, oksijenle beslenmesi gereken kanın akciğere ulaşmasını engeller. Tedavi edilmezse kalıcı felç veya ölüm riski vardır. İnme merkezine erken başvurulduğunda pıhtının çıkarılmasıyla hastaların tedavisi mümkündür.


Pıhtı Oluşumu ve Nedenleri

Pıhtı oluşumu, damarlarda biriken yağ ve kolesterol gibi maddelerin bazı bölümlerinin koparak yukarıya kan akımıyla gitmesi sonucu meydana gelir. Bu durum, uzun süre hareketsiz kalınan otobüs, tren veya uçak yolculuklarında risk taşır. Özellikle 4 saatten daha uzun süren uçak seyahatlerinde sürekli oturmaya bağlı olarak bu risk daha da artar. Bacaklardaki hareketsizlik, ayak toplardamarlarında pıhtı oluşumuna yol açabilir. Pıhtı, akciğer damarlarına taşınarak orada tıkanmaya ve nefes darlığına neden olabilir. Bu nedenle uzun süren uçak ve otobüs yolculuklarında bol sıvı almak, alkol ve uyku ilaçlarından kaçınmak, zaman zaman oturma biçimini değiştirmek ve hareket etmek önemlidir. Ayrıca dar giysiler ve sıkı çoraplar giyilmemelidir.


Pıhtı Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

Pıhtı tedavisinde kullanılan ilaçlar, kanın daha uzun sürede pıhtılaşmasını sağlayarak damarlar içinde zararlı pıhtıların oluşmasını ve varsa bu pıhtının büyümesini engeller. Ülkemizde bu amaçla yaygın olarak Coumadin adlı ilaç kullanılmaktadır. Coumadin, 5 ve 10 mg tabletler halinde eczanelerde bulunur. İlacın dozu ve kullanım zamanı doktor tarafından belirlenir. Genellikle her gün 5 mg (1 tablet) olarak başlanır ve INR değerine göre doz ayarlanır. Coumadin kullanırken dikkat edilmesi gerekenler arasında düzenli izlem, diş bakımı ve kanama riskini azaltmak için önlemler yer alır.


Hareketsizlik Ve Pıhtı Riski

Hareketsizlik, uzun süre boyunca hareketsiz kalmak, vücutta pıhtı oluşma riskini artırabilir. Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Cengiz Köksal’a göre, masabaşında veya ayakta uzun saatler hareketsiz kalındığında baldır kasları çalışmadığı için kirli kanın aşağıda göllenerek pıhtı oluşma riski artar. Bu pıhtı akciğerlere gitmesi halinde yüzde 30 oranında ani ölüm riski taşır. Hareketsizlik, özellikle uzun süren oturma veya yatma gibi duruşlarda bacaklarda derin ven trombozu (DVT) riskini de artırabilir. DVT, akciğerlere pıhtı atabilen bir tür pıhtıdır.


Pıhtı Belirtileri ve Tanısı

Pıhtı atması, damarların tıkanması sonucu kan akımının yetersiz hale gelmesi ve beyin fonksiyonlarının etkilenmesidir. Pıhtı atmasının belirtileri arasında kol ve bacaklarda felç, duyu bozuklukları, konuşma bozuklukları ve görme kayıpları yer alır. Erken tanı ve tedavi, beyin dokusunda ileri hasar oluşmadan pıhtı atmasını engelleyebilir. Hareketsiz kalmamak, düzenli su içmek ve bacak egzersizleri yapmak da önemlidir.


Pıhtı Önleme Yöntemleri

Kan pıhtısı oluşumunu önlemek için basit ama etkili önlemler alabilirsiniz. İşte bunlardan bazıları:

Hareketli Kalmak: Hareketsiz kalmaktan kaçınmak, pıhtı atmasının yaşanma riskini azaltır.

Sigara İçmemek: Sigara içmek, kan akışını kısıtlar ve pıhtı oluşumunu artırır.

Sağlıklı Beslenme: Düzenli ve sağlıklı bir diyet, pıhtı atması riskini azaltmaya yardımcı olabilir.


Risk Faktörleri ve Korunma

Pıhtı oluşumunu etkileyen birçok faktör vardır. Bunlar arasında sigara içmek, pasif içicilik, yaş, genetik faktörler, ailede kanser öyküsü, radon, arsenik, kadmiyum, asbest, civa, petrokimya ürünleri ve iyonize radyasyon bulunur. Özellikle uzun süreli sigara kullanımı, pıhtı oluşma riskini önemli ölçüde artırır. Pasif içicilik de önemli bir risk faktörüdür. Ailede akciğer kanseri öyküsü olan bireylerde de kansere yakalanma riski artabilir. Bu nedenle risk faktörlerini bilinçli bir şekilde yönetmek önemlidir.


Pıhtı Tedavisinde Diyet

Kan Sulandırıcı İlaçlar ve Diyet:Pıhtı tedavisinde kullanılan kan sulandırıcı ilaçlarla birlikte doğru beslenme, tedavi sürecini destekler. Vitamin K içeren gıdalar (örneğin, ıspanak, lahana, brokoli) kan sulandırıcı ilaçların etkisini azaltabilir. Bu nedenle doktorunuzla beslenme planınızı paylaşmalı ve ilaçlarınıza göre diyetinizi ayarlamalısınız.

Antioksidanlar ve Omega-3 Yağ Asitleri:Antioksidanlar (örneğin, C vitamini, E vitamini) ve omega-3 yağ asitleri (balık, ceviz, keten tohumu) damar sağlığını destekler. Bu besinleri düzenli olarak tüketmek, pıhtı riskini azaltabilir. Ayrıca bol su içmek ve hareketli bir yaşam tarzı benimsemek de önemlidir.


Pıhtı Tedavisi ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Pıhtı tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri, derin ven trombozu (DVT) gibi pıhtı oluşumunu önlemeyi ve tedavi etmeyi amaçlar. İşte bu konuda dikkate almanız gereken noktalar:

Düzenli Egzersiz ve Hareket: Hareketsizlik, pıhtı riskini artırır. Düzenli egzersiz yapmak, kan dolaşımını iyileştirir ve pıhtı oluşumunu azaltır. Uzun süreli oturma veya yatma durumlarında bacak hareketleri yapmak önemlidir.

Sağlıklı Beslenme: Düşük yağlı, yeterli lif içeren bir diyet, pıhtı riskini azaltır. Meyve, sebze, tam tahıllar ve yağsız proteinler tüketmek önemlidir. Ayrıca doymuş yağ, trans yağ, kolesterol ve sodyum alımını sınırlamak da önemlidir.


Pıhtı Tedavisi ve İzlem

Pıhtı tedavisi, kalp krizi geçiren hastalara kalbi besleyen damar içerisinde oluşan ve damarı tıkayan pıhtıyı eritmek amacıyla uygulanan bir tedavi şeklidir. Fibrinolitik tedavi ile pıhtının eritilerek kalp damarlarındaki akımın tekrardan sağlanması, erken ve geç dönemde hastaya önemli faydalar sağlamaktadır. Bu tedavi yöntemi, kalp krizi şikayetlerinin başlamasından bu tedavinin uygulanmasına kadar geçen sürenin olabildiğince kısaltılmasını hedefler. Zamanında uygulanan fibrinolitik tedavi ile kalp krizinden ölüm riski %30 ila 50 oranında azaltılabilmektedir.

Fibrinolitik tedavi sonrası kalp hastalığınızın durumu doktorunuz tarafından değerlendirilecek, tedavi ve izlem seçenekleri sizinle paylaşılacaktır. Bu yöntem, kalp krizi geçiren hastaların yaşam sürelerini uzatabilir ve kalp damarlarının daha iyi çalışmasına neden olabilir.

Sık Sorulan Sorular

Pıhtı oluşumunu tetikleyen faktörler arasında hareketsizlik, uzun süreli yatak istirahati veya oturma, obezite, sigara kullanımı, doğum kontrol hapları veya hormon replasman tedavisi gibi hormonal ilaçlar kullanımı yer alır. Ayrıca, cerrahi müdahaleler, özellikle büyük ameliyatlar, kanın pıhtılaşma eğilimini artırabilir. Kalp hastalıkları, kanser ve kalıtsal pıhtılaşma bozuklukları da risk faktörleri arasındadır. Uzun süreli seyahatler sırasında hareketsiz kalmak, bacaklarda kan birikimine ve pıhtı oluşumuna neden olabilir. Dehidrasyon, kanın daha yoğun ve pıhtılaşmaya eğilimli olmasına yol açabilir. Tüm bu faktörler, derin ven trombozu (DVT) ve pulmoner emboli (PE) gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek pıhtıların oluşma riskini artırır.

Pıhtıların neden olduğu komplikasyonlar, oluşum yerlerine ve hareket edip etmemelerine bağlı olarak değişir. Derin ven trombozu (DVT) olarak bilinen durumda, pıhtılar bacaklardaki derin damarları tıkar ve ağrı, şişlik, kızarıklık gibi semptomlara yol açar. Eğer bu pıhtı kan dolaşımı yoluyla akciğerlere taşınırsa, pulmoner emboli (PE) gelişir. PE, nefes darlığı, göğüs ağrısı, hızlı kalp atışı ve hatta ani ölüm gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Beyinde pıhtı oluşumu, felce yol açabilir ve kalpte oluşan pıhtılar, kalp krizi riskini artırır. Ayrıca, böbreklerde, bağırsaklarda veya diğer organlarda pıhtılar, bu organların işlevlerini bozabilir ve hayati tehlikeye neden olabilir. Bu nedenle, pıhtıların erken teşhisi ve tedavisi, komplikasyonların önlenmesi açısından kritiktir.

Pıhtı oluşumunu önlemek için alınacak tedbirler arasında yaşam tarzı değişiklikleri ve bazı tıbbi önlemler bulunur. Düzenli egzersiz yapmak, özellikle uzun süre oturmayı veya yatmayı gerektiren durumlarda bacakları hareket ettirmek önemlidir. Sağlıklı bir kiloyu korumak, sigarayı bırakmak ve alkol tüketimini sınırlamak pıhtı riskini azaltır. Uzun yolculuklarda sık sık hareket etmek, bol su içmek ve bacak egzersizleri yapmak da önemlidir. Hormon tedavisi alan kişiler, doktorlarıyla pıhtı riskini tartışmalı ve alternatif tedavi yöntemlerini değerlendirmelidir. Yüksek risk taşıyan hastalar için, doktorlar kan sulandırıcı ilaçlar reçete edebilir. Bu ilaçlar, kanın pıhtılaşma eğilimini azaltarak DVT ve PE gibi durumların önlenmesine yardımcı olur. Ayrıca, sıkı kompresyon çorapları kullanmak da bacaklardaki kan akışını artırarak pıhtı oluşumunu önleyebilir.

shape
İLETİŞİM

Rahatsızlığınız var mı?
Bana Ulaşın

İLETİŞİM